1 Mayıs 2009 Cuma

ECEABAT(1)


28 Nisan 2009
Çok zamandır Çanakkale Şehitliklerini yeni haliyle görmek istiyordum. İlk olarak 1985'te görmüştüm. Aklımda kalan şehitliklerin çok bakımsız olduğu..hele Yahya çavuş mezarlığı köy mezarlığı gibiydi ..aklımda fazla birşey kalmadı desem.. yakın zamanlarda birtakım yeniliklerin yapıldığını basından duyuyoruz.. Fırsat çıktı.. Planlama yapıldı 28 mayıs sabahı 6:30'da kalkıyorum. Akşamdan valizi hazırladım. İki gün için valize gerek var mı.. yarı resmi , yarı serbest bir gezi..buna göre giyilecekleri seçiyorum. bir fincan çay, peynir ,zeytin, reçel...kahvaltıyı ettim , fotoğraf makinesinin şarjını akşamdan doldurmuştum..7:00'de apartman kapısının önündeyim.. hava serince..gri bulutlar uzakta gözüküyor. şansımız böyle başladı, arkası nasıl gelir bakacağız.. selahattin arabayla alacak ..beklerken bir, iki resim alalım.. bahçemizde küçük bir meyve ağacı var.sanırım elma.. çiceklerini de ne güzel açmış ..

sokak sessiz..işe giden mahalleli, yoldan geçen servis araçları..zaman nasıl da değişiklikler getiriyor. okul servisleri yoktu..veya vardı da hali vakti iyi, az sayıda memleketim insanı kullanıyordu.. neyse..bunları geçelim..selahatin ford ticari pikapla geldi..saat 7:25 valizi arkaya attık..araçta 5 kişi olacağız..kaynarcadan Haydar ve İhsan'ı aldık, Kartal'dan Cahit (BOZKULAK) alıyoruz.. saat oldu 8:05.. E5' ten gidiyoruz..ama tabii..gidemiyoruz..sabah trafiği yoğun. yol açılırsa, araçlar yürürse 9:00'da Üsküdar Çinili Karakol'un önünden otobüse bineceğiz. ben, nasıl gideceğiz diye meraklanıyorum. merakım kısa sürüyor. Eh! sürücümüz Selahattin sağolsun..elazığlı kendine yol açıyor tabii ki.. kısacası çinili karakola varmamız hiç te sorun olmuyor.. selahattin kardeşimizi burada yad ediyorum..
Selahattin ve Haydar ...

Çinili Karakol Üsküdar'a vaktinde varıyoruz henüz 9:00 'da olmadı..araçtan iniyoruz. Çinili Karakol' tarihi bir yapı ..fotoğrafını alıyorum. Cahit bey siyah takımlarını giymiş .. Gürün'lü Cahit bey arkadaşlarımıza takılmayı sever, bu yönüyle neşe kaynağıdır. Kağıthane ilçeden Arif' KARABIÇAK'la, bizim Pendik ilçeden Mustafa Sarıca'yı anarak, birlikte kulaklarını çınlatıyoruz.. Gürün malum.. Kayseri, Malatya ve Sivas arasında kadim bir şehir.. Cahit beye vilayetin neresi diye soruyoruz..akıllı adam ..Kayseri, diyor..


otobüs hazır ..ama gelmeyenler var.. beklerken çinili karakol'un içine giriyoruz. sultanbeyli'den Celal Gündoğdu, Üsküdar'dan Hasan Basri gelmişler, birlikte çinilere bakıp eski mi yeni mi diye soruyoruz....Maltepe'den Gülten gelecekti, yerine Cevdet geliyor..tabii yolda...hesabını, hazırlığını sağlam yapar, bilirim..ama..ne hikmetse son dakikada biter..telefon ediyor, diyoruz trafik nasılsa sıkışık, seni, biz tepeüstünden alalım. bir otobüs anadolu yakasından gidecek olanlarla dolu olarak 9:40 gibi hareket ediyoruz. eskort önde...

Tepeüstüne varıyoruz..eveeet.. Cevdet otobüse biniyor. bunu kaçırmamak lazım. TEM'den Fatih Köprüsünü geçerek avrupa yakasından katılan iki otobüsle kafile oluşturacağız. yol durumu fena ..sıkışık.. eskort önde ..yolu açıyor, bizim için sorun yok..siyasi makamlar herhalde bu eskort sevdası nedeniyle cazip geliyor dersem abartmış olurum belki...
Tekirdağ
Tekirdağ'a giden yol kenarını ayçiçek tarlaları kaplardı..şimdi sapsarıya dönmüş tarlalar görüyorum..arkadaşlar bu kanola bitkisi diyorlar..sanayi bitkisi..biobenzin olabiliyor. Bu sene yağmurlar iyi yağdı..kurak geçen 2008 yazından sonra 2009 yazının bolluk olması bekleniyor. Tekirdağ'a bölünmüş çift yoldan gidiyoruz, eski tek hat yol aklıma geliyor da araç sollamalar ne kadar tehlike yaratıyordu. Tekirdağ çevresine doğru, İstanbul yolu ve Malkara çıkış istikametlerine epeyce yayılmış..1985'lerde şimdiki Tekirdağ şehirlerarası otogarı nerdeyse şehrin son noktası iken , şimdi 10 km ileri taşınmış.
Köfteci Ali'nin tabelaları şehir içinde, dışında bizi karşılıyor..ama..durmuyoruz..
Tekirdağ'ın çevreyolu şehir içinden geçiyor. Çıkışı takiben tabelada doğru istikamette Malkara-İpsala (Hudut)-Çanakkale yönünü, sağa ise Hayrabolu-Muratlı istikametini gösteriyor ..otobüslerimiz Albayraklar firmasının.. Malkara
Malkara girişinde bir otobüs firmalarının kullandığı bir benzinci, lokanta mola yerinde duruyoruz.. vakit 12:45 .. Hasan Basri ve Haydar'la çay içiyoruz. Beyoğlu ilçe MEM'den Öztürk ÇETİN ve Cevdet ERGÜL..
Bu arada benzincinin araba yıkayıcıları otobüsü yıkarken sonradan farkettik.. önünde asıl bayrağı da ıslatıyorlar. Cevdet hayıflanarak görevliye birşeyler söylendi..yapacak birşey yok..yolda kurur dedik..

Yol tabelasında Gelibolu 8 km olduğunu gösteriyor, yandaki tarla Tekirdağdan beri gördüğümüz sarı Kanola ile kaplı..tabiat buralarda gayet güzel.. yolculuğun son menzilinde görecekleriniz bir yana bu tarlardaki renkleri görmek bile yeter..


















Bir yeni görüntü..benim için.. sarı kanola tarlasının arkasında uzanan tepelerde rüzgar değirmenleri sıralanmış..(resmi büyütün)...elektrik üretiliyor..rüzgarlı Çanakkale yaklaştığımızın işareti






















Eceabat İhsan ve Haydar
15:00'te Eceabat'tayız. Konaklayacağımız Aqua Hotel'e giriyoruz.. hemen yemek faslı..menü asgariden seçilmiş.. pilav üstü tavuk döner , yeşil salata, ayran... Yemek sonrası 15:30 'da Eceabat Belediye salonunda 1915 Çanakkale denz ve kara muharebeleri hakkında seminere katılıyoruz . Mehmet KAPLAN sunusu ardından özel müze kurucusu Mehmet İhsan GENÇCAN hayatını vakfettiği savaş malzemelerini, hatıralarını toplama, sergileme hatıralarını duygulu bir şekilde aktarıyor. Seminer akşam yemeğine kadar sürdü ..19:00'da yemek sonrası Eceabat'ta turluyoruz. Karşıya, Çanakkale'ye geçenler oldu. Son arabalı vapuru 24:00'te olduğundan gece vakti, koştur koştur gitmeye değmez dedik, vakitlice yatmaya çekildik, üç kişi aynı odada, ben Hasan Basri, Zeytinburnu'dan Emin USTA...bereket horlayanımız yok, şükür..sabah kaldığımız odanın penceresinden karşı kıyıya giden araba vapurularını görüyoruz. manzara güzel..